zenginlerin böyle tuhaf bir yanı vardır filipina. yoksulluğun üzerini üniformalarla örterler.sanırım birinin kendilerine kölelik etmesi fikri rahatsız ediyor onları.o yüzden bir insandan başka bir şeye benzetmeye çalışıyorlar hizmetkarları.üniformalar bu işe yarar,sakın unutma bunu ve asla bir üniforma giyme.
rüya vagonları iki yöne doğru gözünün önünden geçiyor, bir türlü doğru zamanlamayla doğru rüyaya atlayıp, kapıcı dairesine girmeye başlayan gün ışığından sıvışmayı beceremiyordu.
biz çok güldüğümüzde daha gülerken yakında ağlayacağımızı düşünüp suratını asan insanlarız.
unutmak ılık ,ağrılı bir loşluktu.hatırlamak ise gölgeli uykuyu kesik kesik yanmaya başlayan çiğ beyaz floresan ışığıyla bölen berbat bir mola yeri.
kurallardan ibaret bu şehir,dışarıdaki sonsuzluktan daha ılıktı.
dişi kırık ipek böceği.
herkes biriydi ve herkes daha çok biri olmaya uğraşıyordu.bir isim etiketi olarak hayata yerleştirmeye çalışıyorlardı kendilerini.önce havalı, onra mümkünse ürkütücü bir yaka kartına dönüşmeye çabalıyorlardı var güçleriyle.
savaş eğer bir gün biterse,erkekler sökülmüş lunapark oyuncaklarına dönüşecek,çürümüş plastikleri ortaya çıkacak.
şu müslümanlara dikkat et !hiç eşitlik demezler.onlar adalet ister!
televizyon insan ruhu için tehlikeli olabilecek sessizlikleri emniyetli bir biçimde gürültüyle doldurmak için icat edildi.
ilk kez ece temelkuran okudum,hem çok yoruldum ,hem hayranlıktan ağzım açık kaldı. artık ece temelkuran hayatımda hep olucak sanırım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder