31 Ekim 2012 Çarşamba


gülümse, gülümsemek iyidir. arada bir, çocuk kadar şirin ol. erkekler şirin kızları severler. erkeklere her şey söylenmez, ağzını sıkı tut. insanlara duygusal şeyler anlatmak, hemen samimi olmak kötüdür, yemeklerden önce bir aperatif almak iyidir. piknikte etek giymek kötüdür, yurtdışında okumak iyidir. aşık olmak, biraz iyidir, çoğu kötüdür. her şeyi dozunda yapmak iyidir. ortalama olmak en iyisidir. esrar, çılgınlık olsun diye denenebilir, ancak ikinci kez içilmemelidir. leo buscaglia iyidir, bukowski kötüdür. dine saygı duyulmalıdır. kafeinsiz kahve içilmelidir, sigara asla. evlendiğinde yatakodası takımı pembe seçilmemelidir; çok çocukça olur. beyaz olabilir. evlilik öncesi ilişki elbette kurulabilir, bütün avrupalı kızlar böyle yapıyor artık. çağdışı düşüncelere paydos. ama yine de adamı kafesleyebileceğin ilişkilier seçilmelidir. zaten evlendiğinde, çok sorun olursa tamir ettirilebilir. asla rezil olunmamalı komik duruma düşülmemelidir. illâ içilecekse yabancı sigara içilmelidir, ama fakir arkadaşlar türk sigarası uzattığında onları aşağılamış olmamak için geri çevirmemelidir. çok soru sorulmamalıdır.
Ece Temelkuran


14 Ekim 2012 Pazar

bir hatırla, bir unut

zamanı geldi de geçiyor.


Yıllardır gidemediğim yerlerden biri daha:Kanaat Lokantısı-Fiyatlar biraz yüksek ama yemekler gerçekten lezzetli.
Ne fazla ne az pişmiş; tam kıvamında güzel bir nohut ya da ızgara köfte yiyebilirsiniz.
Sevgili doktor-Çehov'un 8 kısa oyunu.Dekorları çok sevdim.
Devlet tiyatrolarında izlediğimiz korkunç oyunlardan sonra şehir tiyatrolarında çareyi buluyoruz.


3 idiots- eğlenceli ama gereğinden fazla uzun film.


the truman show-dünyanın en korkunç hayatı.
if only-ikinci bir şansınız olsaydı?




Et soudain tout le monde me manque- Fransız filmlerini seviyorum.
Lola versus-Saçma sapan bir film.



The five year engagement-Bir şeyleri erteleyip, uzatınca işin tadı kaçıyor malesef ki.
Mostly Martha-Filmlerde huysuz insanlar nasıl olur da bu kadar kolay gerçek aşkı bulabiliyor hala anlamam.


en iyi çözüm.


life.


9 Ekim 2012 Salı

günler geçerken.


Güneş çıktı, battı ; yağmur yağdı... yürüdüm yürüdüm yürüdüm




Açıl Kafam Açıl-Hayatımda izlediğim en berbat oyundu desem abartmış olmam.
Her saniye mi mesaj kaygısı olur bir oyunda.İlkokul düzeyinde anlatım.
Olacak O Kadar izliyormuş gibi hissediyor, oyuncuların emeklerine acıyorsunuz.


Bir hayal kırıklığı daha.
Romayı özlüyorsunuz, uzaklarda olmak, sokaklarda avare avare dolanmak istiyorsunuz.Hepsi bu.

Sarhoş olmak?

Kedicanımı çok özledim,  özlüyorum.
Okuldaki kedilerle eksikliğini gidermeye çalıştım, beceremedim.

Hastanelerle hiç işim olmasın istedim.

1 Ekim 2012 Pazartesi







Dün Taksimdeki eylemdeydik.
Ben hayatımın çoğunluğunda hayvanlarla içiçeydim.
Belki de bu yüzden hayvanları insanlara göre çok daha fazla sevdim.
Onların size verdiği sevgi yalan değil tamamen gerçektir istemediği zaman gelmez, sizi kandırmaz, aptal yerine koymaz, üzüldüğünüzü anladığında da siz bütün bir gece ağlarken yanınızdan ayrılmaz.
Sahi insanların kalbi var mı?
Her şey gelip geçer yeter ki vicdanlar rahat etsin.