28 Haziran 2012 Perşembe

1 güzel 1 de 'olmamış ,olamamış' dediğim fransız filmi izledim.
 Une Vie Meilleure; benim gibi Guillaume Canet sevenler için çok doğru bir tercih.
Hayallerini gerçekleştirmek için senetler imzalayan ve gittikçe dibe batan bir çift.
Hayat neden bazı insanlara hiç şans vermez ki dedirten cinsten.






Büyük umutlarla izlemeye başladığım,  tanrım bu ne! bitsin artık diye izlemeye devam ettiğim bir film.
Absürt komedi filan değil, benim için tam anlamıyla can sıkıcı salaklıklar silsilesiydi.




24 Haziran 2012 Pazar

21 Haziran 2012 Perşembe

poulet aux prunes


Persepolis'in  yazarı ve yönetmeni Marjane Satrapi'den güzel bir film daha.
Başrolünde Kelebek ve Dalgıçtan tanıdığımız Mathieu Amalric'in oynadığı yine güzel bir hikaye.
Amerika ve azrail sahneleri ayrı bir güzellikteydi.
Bazı insanların hayatları en başından itibaren yolunda gitmez ya, bu hikaye de onlardan birini anlatıyor.



14 Haziran 2012 Perşembe




❝ dili bilmesek bile anlıyoruz, çünkü akdeniz’in ortak dili bu. 
“dizboyu papatyalar” anlamına da gelebilir, 
“daha yığınla çocuk var doğurulacak, yığınla çocuk bezi, don, erkek çorabı var yıkanacak” anlamına da. 
“seni seviyorum, hadi hoşçakal, bir gün o kıyı kahvesinde yanına çöküp dostça iki kadeh içebilme isteğim baskın geliyor” anlamına da…


 — tomris uyar


*dünyadaki en güzel bira reklamı olabilir

13 Haziran 2012 Çarşamba

haziran.

bu sıcakta hasta olunca pek bir şey yapmak istemiyor insanın canı.
kınalıya azbiraz nefes almaya gitmek iyi geliyor.
minik kediler ve veletler hep seviliyor.
son şehir turları atılıyor.












                                                          balık avına çıkan benim şişko minik kuşum.


9 Haziran 2012 Cumartesi

my life without me



-kimse süpermarkette ölümü düşünmez


-sana hiç bir soru sormuyorum. çünkü sormamayı öğrendim. birisine baktığında o'nun kim olduğunu yüzde elli görebilirsin ve her şeyi mahveden ise geri kalanını öğrenmek istemektir. öğrendiğim işte bu...

2 Haziran 2012 Cumartesi

soyez insatiables, soyez fous



Bir final döneminde daha hocaların yaratıcı(!?)sorularıyla beynim  o kadar açılmış olmalı ki;
 yine tuhaf istekler, dilekler ve yaratıcı taleplerle buradayım:

Öncelikle şu çikolata olayını fena halde deneyesim var en çok balonları patlatma aşaması için heyecan duyuyorum hatta:D


                                             bu küçük eğlenceliklerden edinmek gerek.
şekilli kase olayını pek sevdim.

işte bu şahane:D gerçekten böyle bir şey üretilse yok satar, çok fonksiyonlu mutfak aleti ödülü alır:D 

bu da benim gibi küçükken hatta hala  gece uyumadan duvarda gölge oluşturmaya çalışıp kuştan öteye gidemeyenler için enfes bir çalışma:D