29 Kasım 2013 Cuma

28 Kasım 2013 Perşembe

3film


Filmde çocuklar yetişkin gibi yetişkinlerse çocuk gibi.
12 yaşında iki çocuğun birbirine aşık olup, Sam'in yaz kampından kaçması sonrası yaşananları izliyoruz.
Pastel tonlarındaki çekimiyle, dekor ve kostümleriyle ben filmi sevdim.
Yine de pek çok kişiye göre sıkıcı gelebilir,.


Gerçek hikayeden alınan filmleri severim. Argo da onlardan biri. 
Ancak insanın gözüne sokarak bu kadar yanlı yapılmamalı. Gene de heyecanla izlediğim gerçeğini değiştirmez.

Evde sıkıntıdan patladığım bir zaman diliminde izlediğim filmlerden biri daha.
Güzel kadınlar, yakışıklı erkekler, muhteşem evler koyarak tabi ki kadınların izlemesi için klişelerle dolu bir film yapılmış.
Evlenmek için yanıp tutuşan kadınlar, ne yapması gerektiğini sürekli kitaplardan  okumalar falan.Bunca yıllık hayatımda bir kere üzülünce, depresyona girince kovada satılan dondurmalardan yemişliğim yok.
Erkeklerin her daim bir kaçamak peşinde oluşu(bu doğruyu yansıtıyor ) kızların adamlarla aynı uçağa binip görülmemeleri, evlenme teklifi alınca başardım başardım diye hoplamalar zıplamalar...
Zaten ben de düğünüme Ajda Pekkanı çağırmak istiyordum, iyi oldu düğünlere gittiğini öğrendiğimiz.Peh!

25 Kasım 2013 Pazartesi

izmir-expo 2020



Uzaklardan gelen bir kart mutlu olmaya yeter*-*
Ne demişler; çikolata yiyemiyorsanız şeker yiyin.
Ben bir gün mutlaka dediğiniz neler var?
Bu aralar favori dizim Çalıkuşu.Eskiden beri severdim, yurttayken açıp açıp izlediğim günler geliyor aklıma.Ne dertsiz tasasız günlermiş.Nerde kaldı böyle masum aşklar diyor insan.
'İnsanın geleceği görememesi ne büyük lütuf'.Sahiden de öyle.Zaman zaman asla çıkmayan fallar baktırıp  gelecek için kurduğumuz hayalleri sırf başka birinden daha duyup sanki olacakmış gibi inansak da iyi ki bilemiyoruz hiçbir şeyi.

21 Kasım 2013 Perşembe


Kuzguncuk ve kedileri.




Şemsiyeli kafelerden, sokaklardan türedi her yerde.

Bu aralar-ve aslında hep- modum uykucu.
Bir de konuşabilse insan olduğundan hiç şüphem kalmayacak:)
Günlerdir bakıp bakıp gülüyorum.

İçinde altı çizilesi epey cümle olsa da, okunmasa da olur denen kitaplardan.
Okuyorsun o kadar, geride pek bir şey kalmıyor.Zaten çoğunlukla birbirini tekrarlayan ,aynı şeyleri anlatan yazılardan oluşuyor.

Keşif boynumuzun borcudurKendimizi keşfetmekaşkı keşfetmekdünyayı keşfetmek, Ötekini keşfetmek... sf15

Çakılı kalmamak sırf alışkanlıklardan ötürü demir attığın koylara. Çıkmak oralardan, geçmek dalgakıranların beri tarafına, bilmediğin memleketlere varmak, tatmadığın yemekler yemek, sözlerini anlamadığın şarkılarla içlenmek, risk almak, dağılmak ve parçalanmak ve hasret çekmek buram buram, gurbetin tadına bakmak ve kendini yabancının gözünden görmek, şaşırmak yeniden, şaşırmak bir çocuk gibi dünyanın hallerine, çeşitliliğine, güzelliğine, acımasızlıklarına... şaşırmak ölene kadar... şaşırma kabiliyetini hiç yitirmemek... budur son tahlilde Âdemoğullarına, Havvakızlarına kendilerini keşfettirten serüven.sf15

Bir yerlerde bir yaran olacak,canını yakan bir kıymık,hani işlemiş etine, sızlar derinde ince ince. Çıkarsan çıkaramazsın,atsan atamazsın. Bir yerlerde bir yara izin olacak,ara ara nükseden eski bir sancı, kanayan bir yara... Mutluluk beden için iyidir,sağlıklıdır ama mesele bedeni değil de beyni geliştirmekse eğer, o zaman mutluluktan değil,ancak hüzünden hayır gelir.sf162

Gıybet etme sakın, bil ki dedikodu denilen şey mıknatıs gibi kötü enerji çeker. Kimsenin aleyhine konuşma, uzaktan atıp tutma, insanları kem dille yargılama, bil ki yanılırsın. Birini ne kadar çok aşağılar yahut dışlarsan, onun durumuna düşme ihtimalin o kadar artar. Kâinatın matematiğidir. Bir koyar bir alır insan. Bilmeden kendi hesabını dürer.sf172

Haddini aşmamak, kalp kırmamaktır edeb.

Sadece o değil; haddini aşıp, kalp kırmaktan ödünün patlaması demektir. İstisnasız ayrımsız her insan, her canlı varlık, tıp tıp atan her yürek avuçlarımızın arasında tuttuğumuz billûr bir kasedir. Dışı nasıl olursa olsun özü narin ve nazenindir. İçin titrer. Düşürmekten, düşürüp de kırmaktan öyle korkarsın.sf230


Ferzan'ın yeni filmi geliyor!

17 Kasım 2013 Pazar

üç kız kardeş-istanbul devlet tiyatrosu

-->

Devlet tiyatrolarında izlediğimiz birkaç kötü oyundan sonra çareyi uzun süredir şehir tiyatrolarında bulmuştuk. 
Geçenlerde bilet bakarken bir Çehov eseri ne kadar kötü olabilir ki diyerek devlet tiyatrolarından bilet almıştım, iyi ki de almışım.Oyunu başta dekoru olmak üzere(tren geçişleri,kar, yapraklar, kuşlar!) çok sevdim.Şimdiden belirtmek gerekir; gülmeye eğlenmeye bir oyun isteniyorsa öyle bir oyun değil tabi ki.Ama Rus edebiyatını sevenler için mükemmel bir seçim!Çehov yine döktürmüş.Rusya'nın kuzeyindeki bir taşra kasabasında yaşayan ve Moskova'ya gitme özlemiyle yanıp tutuşan üç kız kardeşi konu alıyor.3 saate yakın süren oyunda perde arasındaki dekor değişimini bile oyunun içine dahilmişcesine yapıyorlar!Oyun çıkışı yine bir hayat sorgulamasının içinde bulduk kendimizi.

15 Kasım 2013 Cuma

hocapaşa pidecisi


Çok fazla et seven biri olmamama rağmen bilenler bilirler ki, lahmacun ve pide deyince gözlerimde bir anda pırıltılar belirir:) 
Her daim yeni yerler keşfetmeyi seven ruhumdan mütevellit yolumuz Sirkeciden geçtiğinde gidilecek yerler listemdeki Hocapaşa Pidecisindeyiz bu sefer de. 
Etin kokusu ve yağına her mekanda kulp takabilen ben, burada eleştiri yapamadan pide dilimlerini mideme indiriyorum.Şu hayatta turşu kadar sevdiğim sayılı yiyecek vardır heralde, bol turşu ikramlı bu leziz pideyi, bir daha Sirkecide acıktığımda ilk gelinecek yer olarak aklıma yazarak adeta süpürüyorum.
Çocukluk alışkanlığından olacak favorim hala Kuyum Pide olsa da pideseverler buraya mutlaka gitmelisiniz!





Hocapaşa Sokak No:19 Sirkeci İstanbul
Tel: 0212 / 512 09 90

14 Kasım 2013 Perşembe

mudurnu

-->
Mudurnu küçük ve inanılmaz şirin bir kasaba. Restore halinde pek çok ahşap ev var ama çoğu pansiyona dönüştürülmüş. 
Dağların arasında kalmış bu sevimli yerin ortasından küçük bir dere geçiyor.
Üç sıralı sokaktan oluşan çarşısını gezmek insanın bir saatini bile almıyor.
Saat kulesi, Yıldırım Beyazıt Cami ve Hamamı görülmesi gereken yerler.







Armutçular Konağı