29 Mart 2015 Pazar

hayal

"Balık tutmak, kahvede oturmak. Yanımda çok sevdiğim köpeğim, insan tanımak, Beyoğlu'nda bir aşağı bir yukarı dolaşmak, arada içmek, hikaye yazmak, velhasıl hiçbir şeye bağlanmadan avare gezmek bütün gün. İşte ben böyle bir hayattan zevk alırım, buna yaşamak derim."
Sait Faik






 Yaz gelse
 Yeniden Burgaz'a gitsek
 Sait Faik karşılasa bizi vapurdan inince
 Bu sefer evi kapalı olmasa girsek gezsek
 Çıksak yokuşlardan adanın tenha kısımlarına yürüsek
 Hayaller kursak
 Tek duyduğumuz ses cırcır böceği sesi olsa
 Bir yere otursak arka fonda Müzeyyen Senar
 Hafiften bir rüzgar esse
 Dertleri unutsak

22 Mart 2015 Pazar


Sarılmak neden güzeldir bilir misin? 
Çünkü sağ tarafta kalp yoktur ve orası hep boştur, sarılınca; sağ tarafını onun kalbi doldurur.
Aziz Nesin


19 Mart 2015 Perşembe

the phantom of the opera

Dünyanın en ünlü müzikallerinden biri olan Phantom of the Opera 8-26 nisan tarihlerinde Zorlu Center'a geliyor. 
Geçen sene Londra'da Her Majesty's Theatre' da izleme fırsatı bulmuş ve hayran kalmıştım. 
Burdan bir kez daha bana sürpriz şekilde muhteşem bir gecikmiş doğum günü hediyesi veren ablama teşekkürler*-*
Hayatınız boyunca unutamayacağınız bu müzikali pahalı da olsa bir şekilde görmelisiniz mümkünse önlerden!




17 Mart 2015 Salı

sadberk hanım müzesi-pabuç sergisi

Yıllardır İstanbul'da yaşadığım halde geçenlerde Sarıyer'i araştırırken burada Sadberk Hanım Müzesi diye bir müze olduğunu ilk kez gördüm. 
 Kesinlikle müzenin tanıtımı daha çok yapılmalı, resmen yalnız başımıza müze gezdik diyebilirim.
Sadberk Hanım Vehbi Koçun eşiymiş.
Şansımıza müzede mayıs 2015 in sonuna kadar sergilenecek tematik pabuç sergisi de vardı. 
Özellikle Osmanlının son dönemlerinden kalma 127 pabuç, terlik, bot... görülmeye değer.
 Bence bir fırsatını bulup bu güzel binayı ve eserleri görün. 
Müzeden sonra sahilde biraz yürüyüp Sarıyer börekçilerinde börek yiyip çay içmeyi de ihmal etmeyin derim.
*içeride fotoğraf çekmek maalesef yasak







16 Mart 2015 Pazartesi

kış uykusu


"Bak mesela ben, küçükken şu çiftliğin bahçesinde oynarken… sanki sonsuza kadar öyle annemlerle babamlarla yaşayıp gidecekmişim gibi gelirdi. Hani nerde? Bazen düşünüyorum da ne oldu, ne zaman oldu da bu ev böyle boşaldı? O anasının kuzusu ufaklık ne zaman böyle yapayalnız, sarhoş bir adam olarak böyle kalakaldı. Evlendik, çocuk yaptık, hani nerde? Karı mezarda, çocuk fizanda. Yani diyeceğim o ki madem ne yaparsan yap değiştiremeyeceğin bazı şeyler var, o zaman biraz esnek olacaksın ya, insanları yadırgama, bazı şeyleri olduğu gibi kabul et."


“Aslında iyi öğrenim görmüş, dürüst, hak gözeten, âdil bir insansın. Yani genel olarak böyle olduğu söylenebilir, buna diyecek bir şey yok. Ancak yeri geldiğinde bu erdemlerinle insanı boğan, ezen, küçük düşüren, aşağılayan bir hava taşıyorsun. Bu dürüst düşünme tarzınla bütün dünyadan nefret ediyor gibisin.İnanlardan nefret ediyorsun çünkü inanmak sana göre az gelişmişlik, kara câhillik belirtisi. Öte yandan herhangi bir inanç, bir ideal taşımıyorlar diye inanmayanlardan da nefret ediyorsun. Yaşlıları, geri kalmışlıkları, tutuculukları, özgür düşünemedikleri için, gençleri ise özgür düşünceleri yüzünden.Geleneklerden kopuk oldukları için beğenmiyorsun. Halkın ülkenin çıkarlarının en önde olması gerektiğini söyler durursun. Ama her karşına çıkandan, hırsızmış, soyguncuymuş gibi kuşkulandığın için halktan da nefret ediyorsun. Nefret etmediğın insan yok neredeyse. Yalnız bir kez olsun durumunu gerçekten güçleştirebileçekbir dâvayı savunduğunu, kendine bir fayda sağlamayacak duygular beslediğini görebilmeyi ne çok isterdim. Ama bu mümkün değil.”
Nihâl

"Karşımızdakini olduğu gibi görmeyip onu tanrılaştırmak sonra da sanki böyle bir tanrı olabilirmiş de ‘olmuyomuş’ diye ona kızmak. Bana biraz haksızlık etmiyor musun?"

yardımseverlik, aç köpeğin önüne kemik atmak değildir. en az köpek kadar aç olduğunda kemiğini onunla paylaşmaktır."

" çalışmadan geçen bir hayat , dürüst ve namuslu bir hayat değildir . "


10 Mart 2015 Salı

kırık bir aşk hikayesi


- Beni niye Fuat’la evlendiriyorsunuz?Birbirimizi sevmiyoruz ki.
- Münakaşa mı ettiniz?
- Keşke etsek. Bana aldırdığı bile yok.
- Anlayışlı olmayı öğrenmelisin. Fuat herkese karşı kayıtsızdır. 
- Ama niye anne?
- Böylesi gerekiyor da onun için. Erkekler çocuk gibidir, babanın da ne hırçınlıkları vardı. İlk yıllarda çok zorluk çektim. Fedakarlık hep bana düştü. Bak şimdi, her şeyimiz var. Seni istediğimiz gibi yetiştirdik, mal mülk her şey.
- Fuat beni sevmiyor.
- Sever, sevmez olur mu hiç? Baban da öyleydi. Sonra birbirimize alıştık.Mutluyuz, zenginiz, itibarımız var. Siz de öyle olacaksınız. Niye sevmesin seni? Hayattan başka bir şey beklenmez ki kızım.

****

Fuat: Evliliğe karşı mısın?
Aysel: Hayır. Birbirini sevmeyen karı kocalara karşıyım, mutsuz çocuklara,sevgisiz evlere karşıyım.

****

- Belgin’le evlenmicem.
- Nerden çıktı bu?
- Anlaşmamıza imkan yok.
Saçma!
- Belgin’i karım gibi düşünemiyorum. Başka dünyalarda yaşıyoruz. Her şeyimiz farklı.
- E evlenmediniz ki daha.
- Hissediyorum.
Saçmalıyorsun!
- Ayrılmak zorundayız, başka birini seviyorum.
Ne yani, aşk yüzünden mi? Bütün aşklar 3 gün sürer. Aklını başına topla, severim seni. Hayatta önemli olan şey çalışmaktır, kazanmak için çalışmak.

”- beni hiç hatırladın mı? 
- …
- ben seni hiç unutmadım.
mutluluk yanımızdan gelip geçti!” 




İzlediğim en iyi Türk filmlerinden.Harika da bir müziği var.
Ayvalık'a gitmek istedim yine.
İnanılmaz sade, naif bir film.
Toplum düzeninden ,çoğu zaman insanların değer yargılarına göre hareket etmek zorunda olmaktan, özellikle küçük yerleşim yerlerinde hiçbir işleri olmayan sürekli insanları eleştiren, dedikodu yapan hemcinslerimden bir kez daha nefret ettim.
Çıkar evlilikleri yapanlar, sırf yalnız kalmamak için biriyle tanışıp doğru düzgün tanımadan hemen evlenenler...Hayat çok tuhaf, ne yaşayacağını kestiremiyor insan çoğu zaman.O yüzden hiçbir şeyi eleştirmemek gerek.
Hayatlarımızdaki insanların  değerini bilmek, kırık bir aşk hikayemiz olmaması dileğiyle.

9 Mart 2015 Pazartesi

♡ ♡ ♡

5,5 yaşında, kokoş, tatlış, her kılığa girebilen, sürekli pamuk gibi olmak da kolay değil.


Bir şeyleri elde ettikten sonra kaybetmek en kötüsü, hiç elde etmeyince zaten nasıl bir şey olduğunu bilmiyor insan.
Dibe vurmanın nasıl bir şey olduğunu izliyoruz filmde.
Cate Blanchett' e pek çok ödül getiren bu filmi izleyin derim.
Zenginlik ne sıkıcı şey be!

7 Mart 2015 Cumartesi

- ..mutluluğun matematiksel olasılığını çözmeye çalışıyorum.
+ Yaklaştın mı?
– Birkaç sıfır var ama hayır, henüz yaklaşamadım.

Olağanüstü bir hayat hikayesi, mutlaka izleyin.


“Bazen insanları izliyorum ve onları hissetmeye çalışıyorum. Yanımdan geçip giden herhangi birisinin ötesinde, ne denli aşık olduklarını hayal ediyorum. Kalplerinin ne kadar çok kırılmış olabileceğini.”

6 Mart 2015 Cuma


Mesela herhangi bir gün müthiş bir iç sıkıntısı seni boğar. Hayat sana karanlık, manasız gelir. İnsan, biraz evvel senin zırvaladığın gibi felsefeler yapmaya başlar. Hatta yavaş yavaş onu da yapamaz ve canı ağzını açmayı bile istemez. Hiçbir insanın, hiçbir eğlencenin seni canlandıramayacağını sanırsın. Hava sıkıcı ve manasızdır. Ya fazla sıcak, ya fazla soğuk, ya fazla yağmurludur. Gelip geçenler suratına salak salak bakarlar ve on para etmez işlerin peşinde, bir tutam otun arkasından koşan keçiler gibi dilleri bir karış dışarı fırlayarak dolaşırlar. Aklını başına derleyip bu pis ruh haletini tahlil etmek istersin. İnsan ruhunun çözülmez düğümleri bir muamma gibi önüne serilir. Kitaplarda okuduğun depresyon kelimesine bir cankurtaran simidi gibi sarılırsın. Çünkü nedense hepimizde, maddi olsun, manevi olsun, bütün dertlerimize bir isim takmak merakı vardır, bunu yapmazsak büsbütün çılgına döneriz. Mamafih insanlarda bu merak olmasa doktorlar açlıktan ölürlerdi..
- İçimizdeki Şeytan - Sabahattin Ali