26 Mart 2012 Pazartesi

keçiler, kediler ve ankara

 Bu hafta sonu, 2 sene sonra güzel bir Ankara macerası yaşadım kırk iki saatlik de olsa.
Güzel şeyler yiyip güzel yerler gördüm yine.
Şimdii izlenimlere gelirsek:
-Otobüs şoförleri çok kaba ve yol, iz, bir yerlere nasıl gidilir hiç bilmiyorlar.
-Kızılayda altgeçitte yürüyen merdivenlerin bantlarına yatarak yukarı çıkan eğlenen çocuğu, kafası çarpar mı bir şey olur mu diye düşünmeden, demir merdivenlere fırlatan güvenlik görevlisine bizden başka hiç kimsenin ses çıkarmayışı ve adamın üste çıkmaya çalışan halleri pes diyorum!
-Kalede kalenin tarihini anlatan veletler çok tatlı.
-Atatürk Orman Çiftliği dondurmaları enfes.
-Zürafa beslemek güzel bir his.
-Her yerinden güzel heykeller  çıkan şehirleri seviyor ve de İstanbul da niye yok diye sinir oluyorum.
-Kuğulu Park'ın kalabalık halini sevmedim.Kışın kimsecikler yokken ne de güzeldi oysaki.Yeni favorim: Seğmenler Parkı
 2günde Ankara da neler yapılabilir peki:
Sabah yollara düşüp Ulus'a(hiç tekin bir yer değil) gidip Kaleye çıkıp kahvaltı edip antika dükkanlarını gezip yola devam.





 Gençlik parkında bir tur atıp, niyetci amcaya selam çakıp doğru Kızılay'a.




 Kuğulu Park ta oturacak yer bulamayıp Seğmenler Parkına kaçış.



 Akşam ver elini Sakarya caddesi.
 Sabah Dikmen vadisinde yürüyüş ve kahvaltı
 Öğleden sonra Atatürk Orman Çiftliğinde hayvanat bahçesi turu




 Köfteleri ve kokoreçleri mideye indirip dondurmayla kapanışı yapıyoruz.


23 Mart 2012 Cuma

romaromaroma


Konusu ve türü ne olursa olsun özel olarak İtalyan filmlerini İtalya'da geçen filmleri izlemek gibi  bir hastalığım var ve tabi bunu daha sonrasında yine İtalya özlemi takip ediyor.
Bu akşam manual d'amore 3 yi izleyince yine eski fotoğrafları bulup, iç çekip bari komşu ülke olsaydı diyip sinir oldum. Her köşe başındaki güzel çeşmelerini, köpekli dilencilerini, evden eve uzanan çamaşırlı sokaklarını, vespayla gezen mini etekli hatunlarını, her yerde karşımıza çıkan rahibe teyzelerini,yarısından fazlasına girdiğim ağır ağır mum kokan kiliselerini, ya grevde ya da tamiratta olan metrosunu,sokaklarındaki o loş ışıklandırmayı, binalarını, sokak taşlarını....seviyorum her şeyiyle Romayı. 
Bir gün çalışmaya başlayıp emekli olduğumda:)emekliliğimde İtalya nın tüm şehirlerini gezip görmek gibi hayallerim var tabi o yaşta adım atacak halim kalır mı orası ayrı:)
 Her yolculuk planı yaparken acaba oraya değil de romayamı gitsek düşüncesi hep aklımda ah ahh







18 Mart 2012 Pazar

bir yaz bulutu.

Her İstanbul'a gelen misafirle birlikte şehri yeniden gezip yeni şeyler keşfedip yeni insanlar tanışmak;
hayat hep böyle olsaydı keşke.
Tüm gün şehrin sokaklarında dolanıp güneşte mayışmış miskince  yatan kedileri fotoğraflayabilirim.
Ada sezonunu açtık, bakalım bu yıl daha kaç kez yolumuz düşer bilinmez.
Bütün dondurma çeşitlerini tatmak için bir öğün doyacak kadar yemek yemeyi, Kuzguncuğun köpeklerini ve Haydarpaşa'nın tren istasyonu halini seviyorum.
Hayatımızın arka fonunda şarkılar çalsaydı bu hafta sonu benimki kesinlikle Sema Ekho olurdu.