"Bak mesela ben, küçükken şu çiftliğin bahçesinde oynarken… sanki sonsuza kadar öyle annemlerle babamlarla yaşayıp gidecekmişim gibi gelirdi. Hani nerde? Bazen düşünüyorum da ne oldu, ne zaman oldu da bu ev böyle boşaldı? O anasının kuzusu ufaklık ne zaman böyle yapayalnız, sarhoş bir adam olarak böyle kalakaldı. Evlendik, çocuk yaptık, hani nerde? Karı mezarda, çocuk fizanda. Yani diyeceğim o ki madem ne yaparsan yap değiştiremeyeceğin bazı şeyler var, o zaman biraz esnek olacaksın ya, insanları yadırgama, bazı şeyleri olduğu gibi kabul et."
“Aslında iyi öğrenim görmüş, dürüst, hak gözeten, âdil bir insansın. Yani genel olarak böyle olduğu söylenebilir, buna diyecek bir şey yok. Ancak yeri geldiğinde bu erdemlerinle insanı boğan, ezen, küçük düşüren, aşağılayan bir hava taşıyorsun. Bu dürüst düşünme tarzınla bütün dünyadan nefret ediyor gibisin.İnanlardan nefret ediyorsun çünkü inanmak sana göre az gelişmişlik, kara câhillik belirtisi. Öte yandan herhangi bir inanç, bir ideal taşımıyorlar diye inanmayanlardan da nefret ediyorsun. Yaşlıları, geri kalmışlıkları, tutuculukları, özgür düşünemedikleri için, gençleri ise özgür düşünceleri yüzünden.Geleneklerden kopuk oldukları için beğenmiyorsun. Halkın ülkenin çıkarlarının en önde olması gerektiğini söyler durursun. Ama her karşına çıkandan, hırsızmış, soyguncuymuş gibi kuşkulandığın için halktan da nefret ediyorsun. Nefret etmediğın insan yok neredeyse. Yalnız bir kez olsun durumunu gerçekten güçleştirebileçekbir dâvayı savunduğunu, kendine bir fayda sağlamayacak duygular beslediğini görebilmeyi ne çok isterdim. Ama bu mümkün değil.”
Nihâl
"Karşımızdakini olduğu gibi görmeyip onu tanrılaştırmak sonra da sanki böyle bir tanrı olabilirmiş de ‘olmuyomuş’ diye ona kızmak. Bana biraz haksızlık etmiyor musun?"
“yardımseverlik, aç köpeğin önüne kemik atmak değildir. en az köpek kadar aç olduğunda kemiğini onunla paylaşmaktır."
" çalışmadan geçen bir hayat , dürüst ve namuslu bir hayat değildir . "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder