15 Haziran 2019 Cumartesi

izmir'e yakın yerler- manisa'dan uşak'a


Google Maps uygulamasında yüzlerce kayıtlı yerim var. İnternette dolanırken gördüğüm ilgimi çeken tüm yer ve mekanları buraya pinliyorum ki sonradan unutmayayım. Bayram tatilinde İzmir'e gidince hemen yakınlarda nerelere gidebiliriz diye haritayı açıp karıştırdım ve günübirlik bir rota çıkardım.  İlk durağımız İzmir'den iki saatte varılan, Türkiye'nin gizemli peri bacalarıyla ünlü Kula.

 Volkanik özellikli jeolojik yapıya sahip olan Manisa'nın Kula ilçesine 16 km uzaklıkta, Gediz Nehri’nin üst kısmında ısı değişiklikleri, yağmur, rüzgar ve erozyon etkisiyle oluşmuş peri bacaları ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. Bölge doğal sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmış.

Kula Peribacaları'na gelmeden Kula'dan geçerken yol kenarındaki meşhur ekşi mayalı ekmek yazılarını görüp fırından sıcacık ekmeklerden alıyoruz. Sabah çok erken saatlerde Kula'dan on beş dakika uzaklıktaki Taşyaran Vadisi piknik alanına varıp kimseler gelmeden yanımızda getirdiğimiz kahvaltılıklarla ve sıcak ekmeğimizle kahvaltı ediyoruz.

Taşyaran Vadisi Uşak'ın İmren Deresi'nin, nadir görülen sert kayaçlarını bin yıllardır aşındırılmasıyla oluşan bir doğa harikası. Büyük bir fay kırığı sonrasında suyun ve rüzgarın şekillendirdiği kayaların oluşturduğu bu doğal güzelliği görmek için yukarıdaki piknik alanından aşağıya epey dik merdivenlerle indik. Yukarı çıkmak epey yorucuydu. Yukarı çıktığımızda etraf iyice kalabalıklaşmış ve her yeri mangal dumanı sarmıştı. Vadi girişi ücretsiz.
Otoyoldan buraya girerken hemen sağda Çataltepe Taş Köprü görülüyor.


Taşyaran Vadisi'nden sonraki durağımız Clandras Köprüsü oldu. Uşak ilinin Karahallı ilçesinde yer alan Frigyalılar döneminden kalma tarihi köprü. Banaz Çayı üzerine yaklaşık 2500 yıl önce yapılan köprünün uzunluğu 24 metre. Burada mesire alanı yüzme havuzu da bulunduğu için inanılmaz kalabalıktı. Köprünün yanında bulunan elektrik santralinden boşaltılan su beton kanal yardımı ile köprünün yanından aşağı dökülmekte ve bir şelale gibi görünmekte. Yol üstünde uğranabilecek ama özellikle gitmeye değmeyecek bir yer.
Araba ile giriş 5 TL.
Kırk dakika mesafedeki dünyanın en büyük ikinci kanyonu unvanına sahip Ulubey Kanyonu'na gidiyoruz. Amerika Birleşik Devletleri'nin Arizona eyaletindeki Grand Canyon dünyanın en büyük kanyonu. Kanyon; yani akarsuların oyarak oluşturduğu derin vadiler bakımından ülkemiz son derece zengin. Kastamonu'daki Valla Kanyonu da dünyanın en derin ikinci kanyonu olarak biliniyor. Uzunluğu 45 km derinliği 50-170 metre olan kanyonda 2015 yılında bir de cam teras açılmış. Benim yükseklik korkum olduğu için hiç cam terasa çıkmaya yeltenmeyip Asar Restoran'da oturup bir şeyler içip dinlendik.
Kanyonun içine inen patika yollar ve trekking rotaları olsa da kanyonun turistlik önem kazanabilmesi için içerisinin daha da temizlenip geliştirilmeye ihtiyacı var.

Aslında yakında bulunan Blaundus Antik Kenti'ne gitmek istiyordum ancak hava o kadar sıcaktı ki göze alamayıp Uşak Merkez'e gitmeye karar verdik.

Bayramın ikinci günü olduğu için bütün dükkanlar kapalıydı ve ortalıkta kimsecikler yoktu. Burma Cami'nin önünden geçip çarşı kısmında biraz dolanıp Kırık Minare Cami'nin önünden geri döndük.



Arabayla yol yapmayı ve şu manzarayı sevenlerdenim.
Giderken yamaçlar boyunca uzanan asma ağaçlarının ortasında ilginç ismiyle uzaktan görüp merak ettiğimiz Kula'nın Sandal Beldesi'ndeki Yanık Ülke Bağları'na giriyoruz. 
Antik Çağlarda buranın adı 'Katakekaumene' yani Yanık Ülkeymiş.
Kula'ya bu ismi veren ünlü tarihçi Strabonmuş. Bu bölgede iki tane yanar dağ olması ve etrafın sönmüş lavlarla kaplı olmasından dolayı buraya bu ismi vermiş.Villa Estet isminde 16 odalı bir bağ oteli de bulunan Yanık Ülke şaraplarını tadıp  mahzenleri  ve şaraphaneyi de görmenin mümkün olduğu bir işletme burası.  Satış ofisinden biri Strabon isimli iki şişe şarabımızı alıp yolumuza devam ediyoruz.


Son kalan enerjimizle yazın saat yedide kapanmasının avantajından faydalanarak Salihli'de bulunan Lidya devletine başkentlik yapmış antik kent Sardes Gynasium Örenyeri'ne giriyoruz.
Tarihte devlet güvencesinde paranın ilk basıldığı yer olarak bilinen Lidya döneminin Sardes Kenti zengin bir kent olmuş, MÖ 1300 de kurulup MS 1200 de yıkılmış.
Müzekart geçerli.


 Kapanış saatinde antik kentten ayrılıyoruz. Uzun ve yorucu bir gün oluyor. Uşak pek çok yerin kapalı olmasının da etkisiyle beklentimin çok altında kaldı.
Haritam hala görülmeyi bekleyen pinlerle dolu.Keşke daha çok tatil olsa da yapmak istediklerimizi daha geniş zamanlarda yapabilsek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder