2 Temmuz 2017 Pazar

Bamberg


Nürnberg'e sabah 10 gibi indik. Hava limanında kapıdan çıktığınız anda karşınıza metro bileti alabileceğiniz makineler çıkıyor. Biz ilk gün otele eşyaları bırakıp Bamberg'e gitmek istediğimiz için Rothenburg yazısında yazdığım gibi  hava limanından Nürnberg merkeze giderken metroda da kullanabileceğimiz   Bayern Ticket'dan alacaktık. Bu makinelerin üstünde bir kağıtta Bayern Ticket'ın içerideki Tourist Info'dan alınabildiğini okuyunca, (Bu her zaman böyle mi yoksa o zaman makinelerde bir sıkıntı mı vardı bilemiyorum, ertesi gün Rothenburg biletimizi Nürnberg tren istasyonundaki makineden aldık) 2 euro fazla ödeyerek 3 kişiliği 39 Euroya biletimizi alıp metroyla merkezdeki otele eşyalarımızı koyup Bamberg trenimize bindik ve 45 dakikaya Bambergdeydik. 
Şehir merkezi ortasından geçen iki kanaldan dolayı üçe bölünmüş. Trenden inip 15 dakika yürüyoruz Avrupa şehirlerinin olmazsa olmazı kilitli köprüden geçip Regnitz nehrinin sağ tarafında kalan Grüner Markt ve şehrin alışveriş caddesi olan Lange Strasse civarına gidiyoruz.

Aziz Martin Kilisesi ve 1689 tarihli Çatallı Adam da denilen Neptün Çeşmesi'nin bulunduğu Grunermarkt havanın da güzel olmasıyla inanılmaz kalabalık. Sebze ve çiçek pazarı kurulmuş, kafeler, sokaklar her yer canlı .
 Biraz ileride yeni Belediye Binasının bulunduğu  Maximilianplatz var.


Regnitz Nehri üstüne şehir merkezinin iki yakasını bağlayan en ünlü köprüler Obere(yukarı) ve Untere(aşağı) bulunuyor.
Altes Rathaus 
Burası Bamberg yazınca internette karşınıza ilk çıkan yer.
Eski Belediye Binasının içinde şimdilerde Avrupanın en büyük seramik koleksiyonu varmış. 1467 yılında yapay bir ada üzerine inşa edilen, her iki tarafa kemerli köprülerle bağlı Eski Belediye Binasını bu kadar özel yapan şey,dış duvarlarındaki renkli boyalı freskler ve nehrin üzerinde yüzen yarı ahşap Rottmeisterhaus evi.


Bamberg'de belediye binası yeterli olmayınca 15. yyda yeni bina için psikopos ile halk arasında çıkan anlaşmazlıkta psikopos yer bağışlamayınca eski belediye binasına yapışık inşa edilen ikonik yapı Rottmeisterhaus.

 1993'den beri Unesco Dünya Mirası Listesi'nde yer almakta olan şehir 2. Dünya Savaşı'ndan en az hasarı alarak çıkan Alman şehirlerinden biri.
Dünyada kişi başı bira tüketiminde 150 litre ile Çekya ilk sıradaymış, şehir olarak ise 300 litre ile Bamberg ilk sırada. Bamberg aynı zamanda arpanın, kayın odunu ateşinde kurutulmasıyla yapılan isli bira rauchbier ile meşhur. Şehirde 9 adet yerli bira üreticisi varmış. En ünlüsü Dominikanerstrasse 6 da bulunan Schlenkerla 'da. 






Nehir kenarındaki evler, rengarenk çiçekleri ile  kıyının bu tarafını Venediğe benzettikleri için Klein Venedig-Küçük Venedik adını vermişler. 
Şehirde kanal turu da yapılabiliyor.




İstanbul gibi 7 tepeli Bamberg'de biraz tepede yer alan Dom Katedrali ve Eski Piskoposluk Sarayı'nın cevrelediği Dom meydanı görülmesi gereken yerlerden.  
Meydanın sağında Katedralin hemen karşısındaki  kemerli bir kapıdan muhteşem bir gül bahçesine çıkıyoruz. Şehri tepeden görmek için en güzel yerlerden.
Biz gittiğimizde gül yoktu ama bahçe yeşillik ve ördekleriyle inanılmaz huzurlu. Buraya mutlaka gidin. 
Nisan-Eylül arası 9'dan 6'ya; Ekim-Mart arası 10'dan 4'e kadar açık.









1012 yılında yapılan katedral iki yüzyıldan az bir sürede, iki kere yere yanmış ve yeniden inşa edilmiş. 
1237'de romanesk ve erken gotik unsurları içeren üçüncü ve son yapı günümüze kadar ulaşmış.



Evlerin renk tonlarına, süslemelerine hayran olduğum yerlerden biri oldu Bamberg, inanılmaz sevdim bu tatlı şehri.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder