30 Ekim 2022 Pazar

sevilla

 


Yeni Dünya'ya düzenlenen keşif seferlerinin başlangıç noktası olarak bilenen; Endülüs özerk bölgesinin merkezi ve en büyük şehri  Sevilla.
Ünlü ressamlar Murillo ve Velazquez burada eserler vermiş, Cervantes Don Kişot'u Sevilla Hapishanesi'nde yazmış.
2018 Ocak ayında palmiye ve turunç dolu sokaklarıyla gezdiğimiz Endülüs şehirlerinden ilki.

Tarihine bakarsak Sevilla MÖ 814'te Fenikeliler tarafından kurulmuş ve aslen Hispalis olarak adlandırılmış. Sonrasında Roma kolonisi olmuş.

 Abbasilerin saldırılarından kaçıp Endülüs Bölgesi’ne ulaşan Emevi Emiri kendisi için başkent olarak Cordoba şehrini seçince, Sevilla 300 yıl boyunca önemini yitirmiş ve Cordoba nın gölgesinde kalmış.

Yüzyıllar boyunca Sevilla, mimarisinde ve kültüründe birçok değişiklik görmüş. 12. yüzyılda Endülüs'ün Mağribi işgali, İspanya'nın en etkileyici İslami yapılarından bazılarını yaratan büyük bir yapılaşmaya sebep olmuş.
Sevilla  Amerika’nın keşif seferlerinin başlangıç yeri olmasıyla tarihteki önemini tekrar kazanmayı başarmış. 


Lambadaki fareleri görüyor musunuz :)
Palacio Arzobispal-Sevilla Başpiskopos Sarayı
27 yıl görevde kalan 2005'te ölen Papa II. Ioannes Paulus heykeli, Katolik Kilisesi'nin Polonya kökenli ilk papası.





Sevilla'daki Kraliyet Alcazar Sarayı'nın Tarihi çok eskiye dayanıyor. 913 yılında, Abd-ar-Rahman III (Endülüs'ün ilk halifesi), bir zamanlar bir Roma kalesinin bulunduğu bu sitede bir kale inşası emrini vermiş. Kale, 11. yüzyılda Kral Al-Moetamid (Abbadid hanedanının son kralı) tarafından bir saraya genişletilmiş. 14. yüzyılda İspanyollar sarayı Moors-Mağribi (Morolar, geçmişte, günümüz İspanya ve Portekiz'ine denk gelen topraklarda yaşamış Müslüman bir halk) 'tan geri almış, ardından Kastilya Kralı X. Alfons sarayı genişletmiş. 1364'te Kastilya Kralı I. Peter ("Zalim") yeni bir saray olan Alcázar'ın inşasını emrettmiş ve ardından halefleri sarayı inşa etmeye devam etmiş.














Patio de las Doncellas, Court of the Virgins


Sevilladaki Kraliyet Sarayı'nda görülmesi gereken yerlerden biri
Patio de las Doncellas, Court of the Virgins-  'Bakirelerin verandasında' yer alan, bahçelerle çevrili uzun bir gölet ve odalarına erişimi olan tırtıklı kemerli bir galeri.
Oyma sedir ağacından yapılmış muhteşem bir kubbeye sahip olan Salón de Embajadores (Büyükelçi Salonu) da son derece etkileyici.
 Bir diğer tarihi bina ise Casa de Contratación.
 Kristof Kolomb'un keşif için bu saraydan uğurlandığı da biliniyor. Yeni Dünya ile tüm İspanyol ticareti buradan yönetiliyormuş. 
Ayrıca Vespucci tarafından yönetilen bir denizcilik kolejini de içeriyor.
 Alcazar saray kompleksi ayrıca birçok gölet, egzotik ağaçları içeren Mağribi'den Rönesans tarzına hakim yapıların olduğu güzel, geniş bahçelere sahip.

 Salón de Embajadores







Plaza de España hayatımda gördüğüm en güzel meydan
Burası İspanyol fatihler tarafından Amerika'nın keşfini kutlamak için düzenlenen1929 İbero-Amerikan sergisi için 1928'de inşa edilmiş. 
 
Plaza de España'nın şekli, bugün çoğunlukla devlet kurumları olarak kullanılan bir dizi bina ile çevrili bir yarım daire şeklinde.
Meydanın yanlarında iki yüksek kule var. İspanyol meydanında binanın dibinde bulunan 52 sıra ve çini mozaikler-azulejos  dikkat çekici. Bu 52 fresk, 52 İspanyol eyaletini tasvir ediyor.  İspanya'nın 4 eski krallığını simgeleyen 4 köprü bulunuyor. Tekne kiralayıp ve kanallarda gezebiliyorsunuz.
Ve Star Wars hayranları için, Endülüs'teki bir tur sırasında mutlaka görülmesi gereken bir yer, çünkü Plaza de España, "Klonların saldırısı" bölüm II için bir film mekanı olarak kullanılmış.









Parque de María Luisa, Maria Luisa Parkı; Plaza de España'nın bitişiğinde. 
Meydan inşa edilince; bahçeler de Sevilla'da daha merkezi bir role sahip olmuş. 
Park diğer tarafta Guadalquivir nehrini sınırlıyor.
 Fransız peyzaj mimarı Nicolas Forestier ve İspanyol mimar Aníbal González'in parkı yeniden tasarlamasına ve bazı özel pavyonlar tasarlamasına izin verilmiş (parkta Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Meksika, Guatemala, Kolombiya ve Brezilya pavyonları yer alıyormuş).
Park, Sevilla'da bir huzur vahası, fıskiyeler ve güzel Akdeniz ağaçları ve rengarenk çiçeklere ev sahipliği yapıyor. Pek çok Sevillalı için piknik yapmak, yürüyüş yapmak veya bisiklete binmek için ideal bir yer.

Etrafta dolaşırken, yemek artıklarının tadını çıkaran çok sayıda kuş nedeniyle Sevillalılar tarafından “Güvercin Meydanı” lakaplı Plaza América ile karşılaştık.
Parkta diğer görülmesi gereken yerler ise kurbağalar çeşmesi, aslanlar çeşmesi ve ördekler adası.






San Telmo Sarayı,
Eskiden Universidad de Mareantes olan, şimdi Endülüs Özerk Hükümeti başkanlığının koltuğu olan tarihi  yapı. Binanın inşaatı 1682'de şehrin duvarlarının dışında, Aragon kralı II. Fernando ve Kastilya kraliçesi I. Isabel tarafından 1478'de kurulmuş olan, II. Isabel tarafından 1834'te lağvedilene kadar devam eden Müslümanlarla Yahudilerin Katolikliğe döndürülmesi hedefleyen İspanyol Engizisyonundan sorumlu kurum olan Kutsal Ofis Mahkemesi'ne ait mülk üzerinde başlamış.






Barrio de Santa Cruz, Sevilla'nın eski Yahudi mahallesi.
 Bu eski mahallede, Alcazar Sarayı ve Katedral'in Giralda Kulesi gibi  önemli turistik yerler bulunuyor. Mahalle adeta  çok sayıda  restoran veya  tatlı meydandan birinin keyfini çıkarabileceğiniz dar, ara sokaklardan oluşan bir labirent. 







Sevilla katedralinin resmi adı "Catedral de Santa María de la Sede" ve Roma'daki Aziz Petrus Bazilikası ve Londra'daki Aziz Paul Katedrali'nden sonra dünyanın en büyük kilisesi.
 Sevilla Başpiskoposluğu Katedrali, bir zamanlar Muvahhidler (1146 ila 1248 yılları arasında, bugünkü İspanya topraklarının büyük bölümünün yanı sıra Kuzey Afrika'daki bazı toprakları da denetimleri altında tutan hanedan) tarafından inşa edilen bir Mağribi camisinin bulunduğu yere inşa edilmiş.
 Bu cami 1248 yılında Moors-Mağribilerden alınmış ve daha sonra katedral olarak kullanılmış. 13. yüzyılda, Patio de los Naranjos (turuncu avlu) ve Giralda kulesi hariç cami yıkılmış Katedralin inşaatı 1403'te başlamış. Katedral nihayet 1507'de tamamlanmış. 
Sevilla Katedrali, şapelleri olan beş nefli haç biçimli bir kilisede inşa edilmiş. Katedral 127 metre uzunluğunda, 83 metre genişliğinde ve 43 metre yüksekliğinde.
 İspanyol denizci Kristof Kolomb'un mezarı da burada bulunuyor


Katedralin minaresi La Giralda, caminin yıkılmasından sonra yerine bir katedral yapıldığında korunan caminin kulesi.
Şehir merkezini güzel bir şekilde görmek için 104 metre yüksekliğindeki Giralda Kulesi'ne çıkabilirsiniz. 
Giralda Kulesi'nin tepesinde dört metre yüksekliğinde bronz bir heykel var. İnancı temsil eden bu heykelin takma adı Giraldillo. Heykel rüzgarla dönüyormuş ve dolayısıyla kule takma adını almış (Giralda = rüzgar gülü)





Yelpazeyi tutuş şeklinin anlamları.









'Las Setas de Sevilla' - Metropol Parasol
 Plaza de la Encarnación'da bulunan Metropol Parasol, aynı zamanda 'Seville mantarları' ('Las Setas de Sevilla') olarak da biliniyor. 2011 yılında açılan bu bina, meydanı canlandırmak için bir tasarım yarışmasını kazanan Alman mimar Jürgen Mayer tarafından tasarlanmış.
 Dünyanın en büyük ahşap yapısıymış (150 x 70 metre ve 26 metre yükseklik). 
Mayer, kısmen bir Roma kolonisinin kalıntılarını binasına entegre etme şekli sayesinde yarışmayı kazanmış. 
 Metropol Şemsiye & Mirador Metropol Parasol'ün mantarları sadece meydanı kaplayan ahşap bir yapı değil, aynı zamanda şemsiyelerin üzerinde özel bir yürüyüş yolu ve güzel panoramalı bir teras ("El Mirador") var. 
Metropol Parasolda ayrıca bir arkeoloji müzesi, mağazalar, çeşitli barlar ve restoranlar bulunuyor. 


Iglesia de San Gregorio Magno Sevilla




Sokak köşelerinde bile harika flamenko gösterileri izlediğimiz, mutfağıyla ve mimarisiyle de bizi mutlu eden güzel Sevilla'dan ayrılıp yeniden düşüyoruz yollara.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder