13 Aralık 2016 Salı

kışın büyükada

Geçen hafta sonu soluğu Büyükada'da alıp bisiklet kiralayıp adanın daha önce hiç gitmediğim Yılmaztürk Caddesi'nin bulunduğu kısma gittik. .
















Reşat Nuri Güntekin'in evi.

Adalar Müzesi beklemediğim kadar güzeldi.









Büyükada Rum Yetimhanesi dünyanın en büyük 2. ahşap binasıymış. İnternette okuduğum kadarıyla en büyük ahşap bina Sevilla'daki Metropol Parasol'muş.
1890ların sonunda otel olarak inşa edilen yeterli izinler alınamadığı için yetimhaneye dönüştürülmüş, 1960'larda tamamen kapatılmış, çürümeye terk edilmiş. Bahçesine bile girilemeyen bina yakından inanılmaz derecede ihtişamlı.














Oksijen, soğuk hava, sessizlik, tembelliğe alışmış bünyeme pedal çevirmekten yorgunluk şahane geldi! Yine gidelim, hep gidelim.

6 yorum:

  1. Gitmediğimiz bir yere güzel bir gezi oldu. teşekkürler. Şimdilerde Atlas Tarih dergisinde İstanbul'un başıboş köpekleri üzerine bir yazı okudum. Büyükada da kediler bakımından öyle galiba.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle kedisi ve köpeği bol Büyükada'nın. Güzel de bakılıyorlar orada sanırım hiç bakımsız görmedim. Adalara mutlaka yolunuzu düşürmelisiniz!

      Sil
  2. Merhaba:)
    Ben bu resimlere bayıldım! Baktım, baktım, yine bakacağım.
    Nasıl güzel görüyorsunuz siz:)
    Sonra pembe mopeti gördüm, bloğunuzu önceden okuduğumu hatırladım. Neden ara vermişim, deli miymişim bilmem.
    :)


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hehehe:) çok tatlı bi yorum çok teşekkürler:)

      Sil
  3. Şu Büyükada ne kadar güzel bir yer. Resimler de çok güzel. İnsan bakmaya doyamıyor.

    YanıtlaSil
  4. Merhaba,

    Evet ada bizlere ve kedilere kalmış gibiydi... Aynı evi aynı açıdan görmüşüz. :-) ne garip... sliding doors diye bir film vardı. izlediniz mi bilmem...nedense bu yaşanmışlıklar bana onu hatılarlatır. Sevgiler

    YanıtlaSil