28 Ocak 2013 Pazartesi

ikametgah kadıköy


Kayıplar veriyoruz, kalpler kırıyoruz elimizde olmadan ya da saçma sebeplerden elimizden kayıp gitmesine izin vererek.
Ne tepki vereceğimizi şaşırıyoruz, tepki vermemeyi seçiyoruz.
Aslında istediğimiz başka bir şeyken bir bakıyoruz tam tersi olmuş.
Hayatımda bir süredir aksilikler oluyor, küçük ya da büyük.Üst üste konulunca canımı epeyce sıkan.
Kafa karışıklığım hat safhada, kendimi eleştirip duruyorum.
Neler olup bittiğini aklımda dahi tutamaz haldeyim o kadar çok şeyi aynı anda düşünüyorum ki.
Aynı anda bir sürü şeye yetişmeye çalışıyorum ama sonuç sıfır, her şey eksik, her şey yarım yamalak, herkes şikayetçi.
Hepimiz olaylara tek yönlü bakıyoruz, karşındakinin ruh hali ne, başka nelerle uğraşıyor düşünmüyor, düşünemiyoruz.
Bazen karşımızdaki insanın bizden ne beklediğini düşünemiyoruz.
En çok değer verdiklerimizi en çok üzüyoruz, kaba davranıyoruz.
Konuşmadan, anlatmadan anlaşılmak istiyorum belki de, çok şey bekliyorum, kimse kimseyi yormasın istiyorum.
Zamanı geri almak istiyorum ya da her şey bir an önce olup bitsin diye ileri sarmak çoğunlukla.

Süreyya Operasının önünden geçmişseniz farketmişsinizdir.
 Aralık ayından beri operanın önündeki sokak kalıplarının üzeri renkli renkli desenlerle dolu.
Neymiş diye merak edip araştırdım Hollanda ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı kapsamında iki ülkeden sanatçılar sokak kalıplarını çinilerle boyamış.






 Daha önce gitmediyseniz benden size bir tavsiye:Cafe Rea.
Cam tavanlı arka kısımda oturup tatlı bir şeyler yemelisiniz mutlaka.










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder