23 Şubat 2020 Pazar

storytel dinlemeleri

Yaşam bal gibi bilinip de bilinmezliğe gelinenin peşinde, gerçekle düşün, hayatla ölümün arasında gerilmiş çok ince bir ipte yürümekti.

Kavuşmaları ve sevişmeleri öyle uzun bir süre hayal etmişti ki, gerçekle hayal iç içe geçmiş resimler gibiydi. Kendi bile ayırt edemiyordu artık gerçekle gerçek dışını. Aşk diye bildiği, bilmediğiydi.

Bir varmış bir yokmuş. Zaman dik bir yokuş, hayat güçsüz bir yolcuymuş.

birine iyilik ederek kendini sevdirmek kolaydır; ama düşünüyorumda bugün, diyorum ki, acaba "kendiliğinden" seven insan çok kuvvetli sevebilir mi?

“Ne tuhaf, bela gelip de kapısını çalana kadar kendine bulaşmaz sanıyordu insan. Bu da bir insanlık zaafıydı kuşkusuz!”


"Biri yedi odaya yayılmış,40 pantolonu var, diğeriyse sokaklarda yaşıyor, çöp tenekelerinde yiyecek arıyor."
Bütün hayatım öyle geçiyordu. Hiçbir dönem öncekine uymuyordu. Dahası, dönemlerin de başları, ortaları, sonları birbirine uyumuyordu .Aile tarihimiz bu türden uyumsuzluklarla yazılmıştı, ben de aile mirasını zirvelerde yaşatıyor, yaşıyordum.
Ekmek parası için, çok içimize sinmeyecek işler yapabiliriz hepimiz.

2 yorum:

  1. Ben kitap dinleyemiyorum:) Alışır mıyım bilmem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap okurkenki kadar olayın içine ben de giremiyorum ama yolda inanılmaz zaman geçirdiğim için-günde 3 saat kadar :(- o zamanı bir şekilde daha verimli geçirmeye çalışıyorum.

      Sil