10 Kasım 2019 Pazar

malatya-adıyaman gezisi


Nemrut'u gezdikten sonra geceyi Kahta Öğretmenevi'nde geçirdik. Çok memnun kaldığımızı söyleyemem. Geceliği kişi başı 40 TL olan öğretmenevinden tabi ki beklentim yoktu ancak odalar hijyen konusunda çok çok kötüydü. Sabah Adıyaman Merkez'e gitmeden ilk olarak Perre Antik Kenti'ne uğradık. Burası Kommagane Krallığı'nın(MÖ.69-MS.72) beş büyük antik kentinden biri. Biz gittiğimizde eylülün son günleri olmasına rağmen müthiş bir sıcak vardı.  Kayalıklar içine oyularak yapılmış iki yüzü aşkın kaya mezarı ile ünlü Hierapolis(Kutsal Şehir )olarak bilinen Perre Bizans Dönemi'nden sonra önemini yitirmiş. Yüzde doksanı toprak altında olduğu söylenen Perre Antik Kenti'nin daha çok tanıtıma ihtiyacı var. 



Adıyaman'da Mor Pavlus Mor Petrus Kilisesi'ne gittik ancak pazar ayini olduğu için ziyaret edemedik. Biz de Adıyaman Kalesi'nin civarında dolanıp Kenan Usta'nın leziz çiğ köftelerinden tadıp Malatya için yola koyulduk. Adıyaman'dan Malatya'ya gitmek için Çelikhan ve Gündüzbey ilçeleri üzerinden giden yolu kullanacaksanız bol virajlı bir yol sizi bekliyor haberiniz olsun. Midesi tutanlar için yol biraz yorucu geçebilir. Bizim  öğleden sonra Darende'ye gitme planlarımız daha fazla sarsıntıya maruz kalmamak için iptal oldu.

Yol manzaraları
Yeşilyurt Su Sesi Restoran aslında serpme kahvaltısı ile meşhur. Biz Malatya Merkez'e giderken kahve içmek için uğradık. Ancak servisin inanılmaz yavaş olduğunu söylemeliyim.
Kağıt kebabıyla ünlü Hacı Baba Et Lokantası Malatya'ya gelince mutlaka uğranması gereken yerlerden. Yemekler genel olarak lezzetli, fiyatlar da uygun.



Şire Pazarı Malatya'da  kayısı ve türlü kuru yemişi alabileceğiniz bir yer.Biz riske atmamak için cumartesi gününden almıştık ama pazar günü gittiğimizde dükkanların yine açık olduğunu gördük. Böyle ikramsever bir yer daha önce ömrümde görmedim. Dükkanlara girdiğiniz andan itibaren elleriniz pestil, lokum, kayısı çekirdeğiyle dolmaya başlıyor.

Şehirde kayısıyla ilgili inanılmaz bir çılgınlık var. Daha sonra Koyunoğlu Kurabiye ve Un Ürünleri'ne kayısı çekirdekli kurabiye almaya gittik ama tadı biraz ağır geldi. Tereyağlı kurabiye fena değildi.


Malatya Arkeoloji Müzesi'ni ziyaret edip hemen karşısındaki Kernek Şelalesi'ne uğradık..




Kanalboyu Yalama Caddesi'nde Ado -Abdullah Usta'da kızarmış dondurma yedik.
Hemen bir arka caddede Beşkonaklar Etnografya Müzesi bulunuyor.

Radyo ve Gramofon Müzesi Malatya'da en beğendiğim yerlerden oldu. 703 parçanın sergilendiği en eskisi 1890 tarihli olan bir çoğu çalışır durumda olan gramofonların, radyoların sergilendiği  müthiş emek verilmiş bir müze. Maalesef ismini unuttuğum müze görevlisinin de anlatımıyla ziyaretimizden çok mutlu ayrıldık.



Eski konakların restore edilerek düzenlenmesi ile oluşturulmuş Sanat Sokağı'nda Oyuncak Müzesi ve Asya ve Avrupa'nın en büyük Fotoğraf Makinesi Müzesi bulunuyor.


İlk gün Malatya havalimanından direkt gittiğimiz Battalgazi ilçesinde 1637 tarihinde IV. Murat'ın silahtarı Bosnalı Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış olan Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı'nı ziyaret ettik.




Sonrasında Ertunan-Poyraz Konağı'na gittik. Yapımı 1890'lara dayanan Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda okul olarak hizmet veren konak, Eski Malatya’nın ilk mektebi olarak biliniyor. 2011 yılında Battalgazi Belediyesi tarafından restore edilmiş şimdilerde ''Mahalle yaşam müzesi'' olarak ziyarete açık.

Battalgazi Ulu Cami 1224 yılında Sultan 1. Aleaddin Keykubad tarafından yaptırılmış.
Anadolu’nun Türkleşmesi yaşanırken, bu gelişme sanat ve mimari alanında da devam etmiş. Malatya Ulu Cami;bu gelişmenin dışında kalarak İran’daki Büyük Selçuklu İmparatorluğu cami mimari geleneğini Anadolu’da temsil eden tek örnekmiş.

 
Battalgazi'den Malatya Merkez'e geçerken Arslantepe Höyüğü- Açık Hava Müzesi'ne gittik.
Malatya şehrinin ilk kuruluş yeri, bugünkü Bahçebaşı mahallesi içinde yer alan Aslantepe Höyüğü imiş. 
1932 yılından beri kazı çalışmaları yürütülen Arslantepe, 2011 yılında açık hava müzesine dönüştürülüp ziyarete açılmış. Müzenin girişine 1900-1932'li yıllarda bulunup Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesine götürülmüş Malatya Kralı Tarhunza ile 2 aslan heykeli, duvar kabartmalarının aynı malzemeden yapılmış birebir kopyaları yerleştirilmiş. 2014’te Dünya Miras Geçici Listesi’ne giren Arslentepe'deki M.Ö 3300 -3000 yıllarına ait bir kerpiç saray, M.Ö. 3600 – 3500’lere ait tapınak ve elde edilen veriler  o dönemde Arslantepe'nin, aristokrasinin doğduğu ve ilk devlet şeklinin ortaya çıktığı resmi, dini ve kültürel bir merkez olduğu göstermekteymiş.
 

Malatya gezimizden epey memnun ayrıldık. Ancak Malatya Fahri Kayahan Bulvarı'ndan geçerseniz eğer yapılan aydınlatma çalışmalarının ne denli israf olduğunu fark etmemek mümkün değil. Yapılan güzel işlerin yanında bu denli saçma ve çirkin kentsel düzenlemeler insanı üzüyor.
İki güne midenizi yol tutmuyorsa Darende ilçesini bile sıkıştırmanız mümkün. Malatya beklentilerimin çok çok üstünde bir şehir çıktı. Henüz Erzurum ve Kars'ı görmedim ama  Doğu Anadolu'nun en gelişmiş şehrinin Malatya olabileceğini düşünüyorum. Ülkemizde görmediğim, gezilecek daha çok yer var.


2 yorum:


  1. Sanki biz de bu geziye katılmış gibi hissettik kendimizi. Teşekkür ederiz bu paylaşımınız için. her yapılan iyilik yerini bulan iyiliktir.

    YanıtlaSil
  2. Güzel bir gezi olmuş. Fotoğraflar çok iyi.

    YanıtlaSil