9 Ocak 2019 Çarşamba

gökyüzüne bakmayı unutma

Beşiktaş sahilden Kabataş'a yürürken solda yüksek duvarların arkasında epeydir gitmek istediğim bir müze vardı; Milli Saraylar Resim Müzesi.
Biz ziyaret ettiğimizde çoğunluğu yabancı turist olan çok az ziyaretçinin olduğu bu şahane müze 11 temaya ayrılan bölümlerden-salonlardan oluşuyor.
Müzenin en görkemli salonunda Ayvazovski'nin Fırtınalı Denizde Kaza tablosundaki dalgaların gerçekçiliğini görünce dakikalarca karşısında durup izlemek istiyoruz.  Çocukken evdeki Grolier International Americana Ansiklopedisi'nin içinde resimlerini görüp bayıldığım ve zihnimin derinliklerine işlenen Fausto Zonaro'nun tablolarını yakından görmek ne harika bir duygu!
İçeride fotoğraf çekmek maalesef yasak.Tam 10TL Öğrenci 5TL Müzenin kafesinde boğaza karşı kahve içmek paha biçilemez:)
Dolmabahçe'deki Ağaçlı Yol üniversite yıllarımdan beri İstanbul'daki en sevdiğim yürüme yollarından. Kabataş'taki yıllardır süren tadilatın, hengamenin ortasında kaz, ördek ve küçük sandalların bulunduğu minik iskele hiç dikkatinizi çekti mi?
Fünikülerle Taksim'e çıkmayalı epey olmuştu. 93 yıllık Üçyıldız Şekerleme'den leziz lokumlar alıp eski İstanbul'u hatırlamak için kendimize bahane yaratıyoruz.
İsveççe'de kahve molası anlamına gelen 'Fika' İskandinav tarzda Moda'da tramvay yolu üzerinde birkaç ay önce açılan çok tatlı bir cafe. Nefis kahveler, tatlılar ve minnoş kediler bulmak isteyenler yolunu buraya düşürmeli.
Kadıköy
 Daha önce yiyip pek sevdiğimden geçenlerde Beşiktaş Çarşı'ya uzun zaman sonra gittiğimiz bir gün;  B Blok Bakery'de cheesecake yedik. Uzun uzun sohbet edip oturulabilecek bir yer değil maalesef. Ah bir de kafelerde şu dipdipe sandalyelerde otururken rahat edemeyen bir ben miyim?
Zaman geçiyor. Bellek silikleşiyor, bellek kendini ayarlıyor, anılar kendilerini, anımsadığımıza inandığımız şeylere uyduruyor.
İnsan bir var, bir yok. Bir gün var, bir gün yok. İnsanın olabileceği ve sahiplenebileceği her şey ile -birdenbire- olamayacağı ve sahiplenemeyeceği her şey, çünkü insan son bir kez bir şeyler olduğu ya da son bir kez bir şeyleri sahiplendiği için sevimsiz bir durum. Alternatiflerden biri her şeyi içeriyor, diğeri hiçbir şeyi.

İyi günde, kötü günde demiştik evlendiğimizde. Sorun aynı günün, biri için iyi, biri için kötü olabilmesinde elbette. 
Kasım ayında Aşkın Nur Yengi konserine gitmiştik. 90'lardan en sevdiklerimden.

2 yorum:

  1. Cafelerdeki yakınlık beni de rahatsız ediyor. Müzeyi de fırsat bulunca ziyaret etmek isterim. Güzel bir hatırlatma oldu.

    YanıtlaSil
  2. Milli Saraylar Resim Müzesi'ne epeydir gitmedim, yağmurlar dinsin de rahat rahat ziyaret edeyim:)
    Fika'yı da not aldım. Teşekkürler... İyi hafta sonları...

    YanıtlaSil