22 Haziran 2016 Çarşamba

toledo gezi notları

Madrid'den günübirlik gittiğimiz ikinci şehir İspanya'nın Madrid'den önceki başkenti Toledo oldu.  Metroyla Plaza Eliptica durağında inip Alsa firmasından 10 euroya gidiş dönüş biletlerimizi alıp  saati  belli olmayan koltuk numarası olmayıp sıraya girip binilen otobüslerin kuyruğuna giriyoruz. Ocak ayı olmasına rağmen kuyruk çok uzun, gitmeyi düşündüğünüz saatten epey önce gelmekte fayda var.



Yaklaşık bir saatlik yolculuk sonrası Toledodayız. Kaldırımı takip edip biraz yürürseniz karşınıza yukarıya, şehrin merkezine çıkan upuzun yürüyen merdivenler çıkıyor.





   Merdivenlerden çıkıp biraz da yürüdükten sonra  Zocodover Meydanına varıyoruz. Burası şehrin ana meydanı. Dönüp dolaşıp bi şekilde kendinizi burada buluyorsunuz.






Unesco Kültür Mirası listesinde bulunan Toledo tarihin değişik dönemlerinde Endülüs Emevilerine, Yahudilere ev sahipliği yapmış Orta çağ ruhunu yansıtan yokuşlu, karmaşık sokak yapısıyla harita kullanmanın zor olduğu yerlerden. En iyisi sokaklar sizi nereye götürüyorsa öyle başıboş dolanmak.


İçerisinde El Greco, Velazquez ve Goya’ya ait eserler bulunan tamamlanması 250 yıldan fazla süren tüm ihtişamıyla insanı kendine hayran bırakan La Catedral. İspanyanın en büyük üçüncü katedraliymiş














San Juan de los Reyes Manastırı'nın dışı Granadadan gelen ve 1492 de şehrin yeniden fethedilmesi ile salıverilen Hristiyan mahkumların zincirleri ile süslü.








Daracık sokaklar yazın doğal klima etkisi yaratıp fazla güneşin etkisinde kalmadan gezmeyi sağlayabilir.




 Bıçaklar, kılıçlar, seramik ürünler Toledo’dan hediyelik eşya olarak alınabilir. Aynı zamanda En ünlüsü Plaza Zocodover'de bulunan Santo Tome de satılan İspanyol işi mazapan yani badem ezmesi şehre gelince denenmesi gerekenlerden.




Şehrin her yerinde hikayelerinin  Toledonun başkentliğini yaptığı Castilla-La Mancha bölgesinde geçtiği Don Kişot'un izlerini görüyoruz.





Alcantara köprüsü

Giritte doğup İtalya ve uzun süre Toledo da yaşayan El Greco'nun eserlerinin sergilendiği müzeyi de gezebilirsiniz. Santa Tome Kilisesinde de El Greco’nun baş yapıtı olarak nitelendirilen Kont Orgazın Cenazesi adlı tablosu bulunuyor. 

İspanya da gördüğüm beşinci şehir olan Toledo, Tajo nehri tarafından yarım ada şeklinde çevrelenmiş sokakları birbirine çıkan adeta labirent gibi bir yer. Her şehri ayrı güzel olan İspanyayı gezmekten inanılmaz zevk alıyorum,  umarım pek çok yerini daha görme fırsatı bulurum.

4 yorum:

  1. Otobüsle gitmek ilginç bir fikirmiş. Biz hızlı trenle gitmiştik. kişi başı 19 Euro idi. Bir bilgi olarak aklımda kalsın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Avrupa da çoğu zaman otobüs çok daha uygun oluyor. Ben de artık kısa mesafeli yerlerde özellikle otobüsü kullanıyorum:)

      Sil
  2. İspanya'da sadece Malaga ve Granada'yı ziyaret ettim. Toledo da hoş bir kent. Fotoğraflara tek tek baktım ve orada olmak istedim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de henüz sizin gittiğiniz yerlere gitmedim. Umarım bi gün oraları da görürüm*-*

      Sil