26 Şubat 2011 Cumartesi

sırça fanus

iki kişinin birbirine gitgide daha fazla kapılışını seyretmekte insanın moralini bozan bir şeyler vardı.özellikle odadaki tek fazla insan için geçerliydi bu.(20)

çarşafların arasına sokulup uyumaya çalışmayı düşündüm ama bu düşüncede kirli, karalanmış bir mektubu yeni,temiz bir zarfa tıkıştırmak kadar tatsız geldi bana.(23)


kendimle ilgili tüm tedirgin edici kuşkuların gerçek olduğunu ve bu gerçeği artık daha fazla gizleyemeceğimi hissediyordum.on dokuz yıl boyunca iyi notların, ödüllerin ve çeşitli bursların peşinde koştuktan sonra, artık kendimi koyveriyor, yavaşlıyor ve düpedüz yarışı bırakıyordum.(32)


yaşamımın yıllarını bir yol boyunca aralıklı olarak duran, birbirine tellerine bağlı, telefon direkleri gibi görüyordum. bir,iki,üç.. on dokuz telefon direği sayabiliyordum.ama sonra teller boşlukta sallanıyor ve ne kadar çabalarsam çabalayayım, on dokuzuncudan sonra bir tek direk bile göremiyordum.(128)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder