1 Kasım 2011 Salı

istanbul her geçen gün daha da kalabalıklaşıyor.bazen gerçekten kendimi bu kadar insanın içinde kaybolmuş hissediyor, reklamdaki gibi 'biraz uzaktan bakınca geride bıraktığım iz'in minicik bir çizgiden ibaret olduğunu görüyorum.hafta sonu dışarı çıkıyorum.insanlar çılgınlar gibi caddeleri, alışveriş merkezlerini doldurmuş, elleri kolları dolu alışveriş yapıyorlar.ülkenin ekonomik durumu hani kötüydü, hani işsizlik, bu para nerden geliyor anlam veremiyorum.özellikle son dönemde ağustostan beri tek bir parça bile kıyafet almamış biri olarak az şeyle de yaşanabildiğini görüyorum.güzel kıyafetler giyip kendime özen göstersem de bunun beni mutlu etmediği zamanlardayım. okulun bitmesine beni yaklaştıran her saniye endişelerim ve pişmanlıklarım daha da artıyor.boşuna verdiğim çabaya duyulan bir pişmanlık bu.işsiz geçecek yada az maaşla sonsuz yorgunlukla geçecek günlerin şimdiden paniğine kapılıyorum.üstüne bir de işsizlikle ilgili filmler izleyince karamsarlığın dibine vuruyorum.bazı filmleri neden hiç kimse izlememiş.bu da onlardan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder