6 Mart 2011 Pazar

obsesif


 sokak lambalarına karşı bir takıntım var benim. yani severim onları, sarılmak isterim.ama şu belediyenin ara sokaklarda kullandığı bişeye benzemeyen beton parçalarına değil. metalden yapılmış şekilli, kıvrımlı yapılı olanlar. beyaz sütunları da severim. kendimi farklı bir alemde hissetmemi sağlarlar her zaman. evimin, odamın içinde olmalarını da istemişimdir hep.




edward nortona karşı özel bir sempatim vardır!

hindistan cevizinden tiksinirim.

kart oyunlarını neden hiç öğrenmediğimi hala bilmiyorum.

üzülerek ve utanarak söylemeliyim ki hiç agatha cristie okumadım.ara sıra durur bunun ezikliğini hissederim.

hep karın süper yağdığı bir zaman diliminde, sessiz sakin bir parkta, o; ayakkabının altından gelen karın eziliş çıtırtısından başka bir şey duymazken, yürümek istemişimdir.ahh küresel ısınma neden istanbula biraz daha geç gelmedin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder