temmuz ayında rehber kitapçıklara göre her ne kadar romanın delilere kaldığı yazsa da-ki sonuna kadar doğru!-başka zaman ayarlayamamızdan dolayı o muhteşem sıcak günlerde kavrularak ta olsa yıllardır hayalini kurduğum müthiş italya gezisine romadan başladık.
ciddi anlamda bir açık hava müzesi etkisi veren eşsiz güzellikte müthiş bir şehir.
italyanca konuşmaya hep özenmiş biri olarak, bir dilencinin bile söylediği şeylere tanrım çok güzel konuşuyor diyip muhteşem bir şiir dinliyormuşcasına mutlu olabileceğim tek yer sanırım italya.
vatikan müzesi- neredeyse tüm bir günü geçirip müze gezmenin yorgunluğuyla hakikaten bahçede her hangi bir yere çöküp kalınan inanılmaz bir yer. özellikle galleria delle carte geografiche' nin o müthiş tavanlı koridorunu görüp hayran olmamak mümkün değil. trastevere-dar sokakları ve küçük meydanlarıyla romanın en sevdiğim bölgesi oldu.
janiculum tepesinden roma manzarası
galleria borghese'in içinde bulunduğu villa borghese; bence romadaki en güzel park.
parkta papağanı omzuna koymuş gezen woody allen tipli: çılgın bir adam bile vardı.
fontana delle tartarughe-kaplumbağa çeşmesi
romada bütün yapılar o kodar güzel ki pantheon a hayran bile olamıyorum bu yüzden.
cannoli ve cassata tatlıları!!hımm:)
harry bebeğim:)
sebzeli ve patlıcanlı pizza favorilerim!!aşk çeşmesi manzarasında nefis pizzaları mideye indirmek paha biçilemez!
ve evet itiraf ediyorum!romada kaldığımız her gece dayanamayıp trevi çeşmesine gittik.
muhteşem güzellikteki trevi çeşmesi- kesinlikle onunla ilk karşılaşmanız gece olmalı,bir anda karşınıza çıkıverirse hele bir de; hayran olmuş bir şekilde önünde dikilip kalıyor insan.pekçok yerde yazdığı gibi de küçük filan değil.gayet kocaman bir çeşme.
colosseum ve roma forum; gündüz kavurucu güneş altında gezmek bizi epey yorsa da gece manzarası çok daha şahaneydi. hatta biz gittiğimizde düğün fotoğrafları çektiren bir çift ve film çeken bir grup bile vardı.
romanın tepeleri dahil yürüyerek, otobüsle, metroyla(roma pass seni seviyorum:) kısa sürede her yerini görmeye çalışıp- hatta başarsak ta tembellik yaparak,tek bir müze gezmeden sadece sokaklarda aylak aylak dolanıp yemekler yiyerek (özellikle dondurmaaa!!) geçirebileceğimiz başka zaman dilimlerinde görüşelim olur mu roma diyerek vedalaşıyoruz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder