10 Eylül 2017 Pazar

kefken-kerpe

 Geçenlerde benim epeydir 'gidelim gidelim' diye tutturduğum Kocaeli'nin Kandıra ilçesinin mahalleleri; Kefken ve Kerpe'nin yolunu tuttuk.
Giderken yol üstünde ve iyi puanlı diye Mini Köşk Köfte'de açık büfe kahvaltı etmek gibi bir hataya düştük.Hijyen, lezzet vs her konuda sınıfta kaldı. Kesinlikle gitmeyin, kalabalıktan zaten zevk almak mümkün değil.(Son zamanlarda şehir dışı gezilerde bir türlü güzel bir kahvaltı edememişim:/)
İstanbul'dan ortalama 2,5 saatte Kefken'e varılıyor. Kefken merkezden 5-10 dakika daha ileride Pembe Kayalar'a ulaştık. Dalgalar ve kayaların özel yapısıyla şahane hatları olan, girintili çıkıntılı bu pembeye yakın renkli kayalıklar oluşmuş. Biz gittiğimizde çok kalabalıktı. Bana kalırsa buraya sonbaharda ve gün batımında gelinmeli.Güzel ama yine de güneş tepedeyken etkileyiciliği azalıyor. Çöpleri oraya buraya, yerlere atmaktan ve bulduğu her yerde mangal yapmaktan vazgeçemeyen insanımız sağ olsun burada da yapacağını yapmış, hiçbir şeyin kıymetini bilemiyoruz. Bu civarda pek çok plaj var ama o kalabalıkta o denize bence girilmez, hafta içi nasıldır bilmem. Zaten yaşlanmışım, kafam gürültü kaldırmıyor.




Bir sonraki güzergahımız Pembe Kayalar'dan yarım saat uzaklıktaki Kerpe Kayalıklarıydı. Burada çok fazla kamp yapan vardı, şu alttaki fotoğrafta yamacın kenarında görülen yerde bile kampçılar vardı.Kalp krizinden ölmeden orada nasıl uyuyorlar bilmiyorum:s Kayalıklardan atlayıp durmak ta benim anlayamadığım diğer zevkli şeylerden biri olmalı.



İstanbul'a dönmeden herkesin gittiği ama bizim bir türlü gidemediğimiz Maşukiye'ye gidip dere kenarında serin serin, huzurla bir şeyler yeme hayali kurduk. Ne bulduk derseniz; araba selinin içine kapıldık, istediğimiz yere bile giremeden Saklıbahçe'de kiremitte alabalık yedik. Şişirilmiş fiyatlar, servisi kötü lezzetten yoksun yiyecekler, yoğun bir Arap turist topluluğu ve de her yeri sömürüp batıran biz İstanbullular burayı da ele geçirmiş. Eve dönmemiz de 3,5 saati bulunca 'Allah'ım küçük bi şehre taşınmak istiyorum ben artık bıktım!' haykırışlarıyla o günü kapattım.  Nerde her şeyi övüp mükemmel olduğunu söyleyen minnoş blog yazıları nerde  bu yazı. Şikayet edip duran emekli asker gibiyim. Ben böyle değildim, yaşarken oldum.

1 yorum:

  1. İstanbul önce kendini sonrada etrafını yutuyor. Güzelim yer de araya gitmiş maalesef.

    YanıtlaSil