Bizans döneminde işgal altında kalan Aya Yorgi kilisesindeki ikona ve kutsal cisimleri kurtarmak isteyen papazlar, söz konusu cisimleri toprağa gömüp üzerini kapatmışlar.Aradan geçen uzun yıllardan sonra aziz Aya Yorgi, bir çobanın rüyasına girmiş ve kiliseye uzanan yolu tırmanmasını, çan sesi duyduğu yerde durup kazmasını söylemiş.
Olayı fazla dikkate almayan çoban, aynı rüyayı 3 gece üst üste görünce "bu işte bir iş var" diyerek çıplak ayakla ve hiç konuşmadan kiliseye uzanan uzun yokuşu tek başına tırmanmış. Rüyasında görmüş olduğu olay gerçekleşmiş; kiliseye yaklaştığı anda çan sesleri duymaya başlamış ve tam o noktayı kazıp, gömülü cisimleri bulmuş. Üstelik; cisimlerin her biri gömüldüğü günkü kadar yeniymiş.
uzun yıllardır da 23 nisan ve 24 eylül tarihlerinde insanlar buraya gelerek yokuşu çıplak ayak ve sessizce tırmanarak yarı hacı olmaktalar(bir diğeri izmir-meryem ana evi).Biz de yıllardır sürüp giden ritüeli hem yakından görelim hem de hazır gitmişken dilekte bulunalım dedik ve saatlerce kuyrukta beklememek için sabahın 6.30unda ilk motorla bostancıdan adaya gittik.
bir yandan insanlar mumları yakıp dilek tutarken diğer yanda görevliler topluyor; aşırı yığılma olmasın herkes dilek dileyebilsin diye.
deniz lisesinin şahane orkestrası!kısacık zaman diliminde tepeye tırmanıp,adanın farklı yerlerini keşfedip, çocukların öğrenci bandosunu ve de deniz lisesinin orkestrasını izleyebildik ya bravo bize!
ve evet! üşenmedim,youtube a bile üye olup çektiğim videolardan ikisini yükledim.
bayıldığım yarim istanbul şarkısı:
yıllardır defalarca gidip çektiğim, elimdeki yüzlerce büyükada fotoğrafının bu sayfada önümüzdeki günlerde bolca görülmesi mümkün sanırım:)
bir yandan insanlar mumları yakıp dilek tutarken diğer yanda görevliler topluyor; aşırı yığılma olmasın herkes dilek dileyebilsin diye.
tebeşirle çizilmiş,çalı çırpıyla, kesme şekerlerle yapılmış evler,arabalar,bebekler,okullar, kocalar:), paralar...
günümüzde artık her şey çok kolay! dileklerimiz için dua etmeye hazır kişiler bile bulunmakta! bu kadar mı hazırcı olduk anlamadım!
havanın, özellikle tepede soğuk olmasından olsa gerek; çıplak ayak tırmanan çok fazla kişi yoktu. biz sabahın erken saatlerinde orada olduğumuz halde iplerden yerde adeta doğal bir halı örülmeye başlanmıştı bile. akşama doğru ne olmuştur kimbilir!
bu arada gelecek senekilere gitmek isteyen ve iple yukarı kadar tırmanacaklara benden bir tavsiye: tek bir makara ip yetmiyor, ya büyük bir makarayla gidilmeli ya da 3 makara alıp bağlayarak devam edilmeli.
klasik takip edilen ana sokak rotası haricinde de gezilip farklı binalar görülmeli kesinlikle ada da.
deniz lisesinin şahane orkestrası!kısacık zaman diliminde tepeye tırmanıp,adanın farklı yerlerini keşfedip, çocukların öğrenci bandosunu ve de deniz lisesinin orkestrasını izleyebildik ya bravo bize!
ve evet! üşenmedim,youtube a bile üye olup çektiğim videolardan ikisini yükledim.
bayıldığım yarim istanbul şarkısı:
yıllardır defalarca gidip çektiğim, elimdeki yüzlerce büyükada fotoğrafının bu sayfada önümüzdeki günlerde bolca görülmesi mümkün sanırım:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder