26 Nisan 2016 Salı

hafta sonu tekirdağ


Hafta sonu uzun zamandır bir türlü fırsat bulup gidemediğim  Tekirdağ'a gittik. Şehrin kanalizasyon sistemi yenilendiği için her yer kazı alanı gibi ve toz toprak içindeydi. Pek çok yerde çeşme, havuz vs. olmasına rağmen hiç biri çalışmıyordu. 
3 Kemaller Diyarı olarak bilinen Tekirdağ'da 1915 yılında 19. Fırka'nın kurulması için şehre gelen Mustafa Kemal, Tekirdağ'da doğan Namık Kemal, Tekirdağ Milletvekilliği yapmış Yahya Kemal'in izlerini görüyoruz.




Sahil boyunca yürüme ve bisiklet yolları var.

Namık Kemal Müzesi 1840 yılında Tekirdağ'da doğduğu yerin yakınlarında eski Tekirdağ evleri örnek alınarak 1993 yılında Tekirdağ Namık Kemal Derneği tarafından yaptırılmış. İçerisindeki odalarda Tekirdağlıların bağışladığı eşyalar sergileniyor.








Tekirdağ küçük bir sahil-balıkçı kasabası gibi adeta. Sahil boyunca tavla oynayıp, balık yiyip demlenenler.
Liman Çay Bahçesine oturup türk kahvesi içip dinlenip düşüncelere daldık. Hayatı boyunca büyük şehirlerde yaşamış biri buralara taşınsa yapabilir mi?




1708 yılında Macar ordusu bağımsızlık savaşını kaybedince ,1715 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun davetini kabul ederek hayatının son 20 senesini Tekirdağ'da geçiren Macar Bağımsızlık hareketi önderi Rakoczi'nin müzeye dönüştürülen evini ziyaret ettik. Müzenin tek ilgimi çeken yeri 3. kattaki  ahşap tavanlı, kabartmalar,vitraylarla süslenmiş misafir kabul salonu oldu.


Karnımız çok aç olmadığı için yarımşar porsiyon köfte yemek için madem buraların en meşhuru o diyerek Özcanlar Köfte'nin yolunu tuttuk. Ardından da peynir tatlısı yedik.
Kanali-saz-yon 





Günün sonunda güneş batarken otobüste sapsarı kanola tarlalarını izleye izleye betondan oluşan İstanbul'a döndük.
 Hayat bazen gerçekten çok karmaşık.

25 Nisan 2016 Pazartesi

bozkırkurdu-hermann hesse

"Ben nasıl şimdi giyiniyor, evden çıkıp profesörü ziyaret ediyor, onunla az çok yapmacık nazik sözlerle konuşuyor ve bütün bunları doğrusu gönülsüz yapıyorsam, insanların çoğu da her Allah'ın günü, her saat kendilerini zorlayarak, bir gönülsüzlükle böyle davranıyor, böyle yaşıyor, onu bunu ziyaret ediyor, onunla bununla söyleşiyor, dairelerinde, bürolarında oturup mesai saatinin bitmesini bekliyordu; hepsi de zoraki, otomatik olarak, gönülsüz görülen işlerdi, makineler tarafından da pekâlâ yapılabilecek ya da yapılmadan kalabilecek işler."

" Kişiliğiniz, içine kapatıldığınız bir hapisanedir."


“Yaşam konusunda bir fikrin vardı; içinde bir inanç, bir beklenti yaşıyordu; eylemlere, acılara ve özverilere hazırdın. Ama yavaş yavaş anladın ki, dünya hiç de senden eylemlerde ve özverilerde bulunmanı istemiyor; yaşam, kahraman rollerine ve benzeri şeylere yer veren bir kahramanlık destanı değil, insanların yiyip içmeler, kahve yudumlamalar, örgü örmeler, iskambil oynamalar ve radyo dinlemelerle yetinip hallerine şükrettikleri rahat bir orta sınıf evidir.”


18 Nisan 2016 Pazartesi

sezon sonu yaklaşırken


Fehim Paşa Konağı Turgut Özakman'ın yazdığı, iki saatten fazla süren, bazı yerlerde rollerin çok abartıldığı eğlendirmelik oyunlardan. Ben bu tarzı çok beğenemiyorum maalesef.
Sonsuz Öykü'de, yıllardır kapalı olan Masal Tiyatrosunda iki kadın karakterin kayıp bir metni ararkenki diyaloglarını izliyoruz.Oyun metni epey sıkıcı.
Ölü Adamın Cep Telefonu-Metnini beğenmediğim espriler ve danslarla renklendirilmiş oyun.

10 Nisan 2016 Pazar

hafta sonları*


Bilgisayarımın, telefon şarj aletimin bozulmasıyla başlayan  kredi kartımın-Allahtan limitim az- birileri tarafından internet alışverişinde kullanılmış olmasıyla devam eden yarı çıldırmış vaziyette geçirmiş olduğum yine de cumadan itibaren dışarıdan kendimi eve zor attığım  bir hafta sonu daha sona erdi. Cuma günü azıcık deniz havası alalım diyerek Çengelköy'e gittik.Hurma Cafe de bişeyler atıştırıp sahilde türk kahvemizi içip sahilde yürüdük. Yaşasın havanın geç kararması!


 Cumartesi Beşiktaş'a geçip Deniz Müzesindeki Pitoresk İstanbul Dijital Sergi'ye gittik. Nefis müzikler eşliğinde eski İstanbul'u seyre daldık.

Pazar gününe mahallemizdeki TaaVan Kahvaltı ve Cafe de enfes bir kahvaltı ederek başladık.
Aksiliksiz ve huzurlu bir hafta olsun!

3 Nisan 2016 Pazar

hayaller-hayatlar

Bu aralar ben kafamın içinde kendi kendime konuşup planlar yapıp hayaller kurarken bir şeyleri elde etmek için daha ne kadar çaba sarf edip uğraşıp didinmemiz gerektiğiyle, hak ettiğimiz halde istediğimiz şeylerin olmayışı ve en kötüsü harcanan zamanınızın asla geri dönülemeyecek oluşuyla yüzleşmek zorunda kalıyoruz.Vardır her şerde bir hayır! Elbet harcanan emeğin bir gün karşılığı alınır!
Cumartesileri de dahil olmak üzere haftanın iki günü  eğitime gidiyorum. Bu zamanlarda metrobüsten kurtulup vapura binip martıcanlarla bakışmak en sevdiğim şey^-^.
Moralleri düzeltmek için Çengelköy deki Maia Chocolates  ta ki road runner ı silip süpürdük.  İşlerini yaparken mekandaki herkesten çok eğlenip, çalan müziklere eşlik edip çilekleri dilimlemeye devam etmelerine hayran oldum. 

Siz kitapları raflara diziyorsunuz ve hepsi bir toplam ediyor, ama bu sadece bir yanılsama. Çeşitli konuları takip ediyoruz ve insan bir süre sonra kendisine çeşitli dünyalar tayin etmiş oluyor; ya da şöyle diyelim, kendisine, elindeki izlerden yola çıkarak, bir seyahat rotası çiziyor. Bu, basit bir iş değil. Sahip olmadığımız bir kitaba yapılan göndermeler karşısında duyduğumuz ilgi sonucu kaynakçalarla tamamlanan bir süreç… Kitapları buluyor ve onların bizi başka bir yere götürmelerine olanak tanıyoruz.

Biraz nette bakındığımda Kağıt Ev'in yorumları genelde muhteşem, olağanüstü şeklinde. 
Ben beğendim , hepsi bu kadar.
Eğitimi ekip cumartesi gününü evde geçirince bari azıcık nefes alalım diye Haydarpaşa ya yürüdük. Neredeyse her yeri kapatılmış ve tadilatta. Bakalım son durumu ne olacak. Önündeki çaycıda bir şeyler içip kalabalıktan uzak biraz kafa dinlemek iyi geldi.
Tam bir esnaf balıkçısı; Balıkçı Lokantası.
Çok fazla balık sevip tüketen biri olmasam da kalamara hayır diyemem.  Her daim dolu, makul fiyatlı, Kadıköy de balık yemek için tercih edilebilir bir yer. 
2 balık çorbası, karides güveci, kalamar, salata, hamsi ,içecek, tatlı ve çay 95 tl.

Tamamen tesadüf karşıma çıkan McDonalds ganimetleri, Charlie Brown'a saç eklersek azcık biz ^_^.